© WWW.CILTUZMANI.COM Copyright © 2007 [ciltuzmani.com]. All rights reserved
Made by Babur
Cilt Uzmanı                    Uzm. Dr. Babür Süer
Dermatoloji &  Estetik Dermatoloji Uzmanından en tarafsız kaynak.

Güneş ve

Kırışıklıklar

Kırışıklıkların kişi üzerinde derin bir etkisi vardır. Gerçekten, yaşlı damgası yememek için yalnızca Amerika Birleşik Devletlerindeki insanlar yılda kozmetiklere 12 milyar dolar harcamaktadırlar. Şu an için toplumda gençlik daha ön planda yer almanızı sağlamaktadır ve her ne kadar birçok gelişmiş ülkede ayrımcılık olarak görüldüğünden suç olsa da maalesef hala iş yerinde kariyerde de önemli rol oynamaktadır. Kozmetik sektörünün, dermatoloji ve plastik cerrahinin niçin bu kadar popüler olduğu yaşlanmanın psikolojik yönü değerlendirildiğinde daha iyi anlaşılmaktadır.

Cildimiz yaşla birlikte, belirgin

değişiklikler gösterir

• Hücreler daha yavaş bölünür ve derinin iç tabakası (dermis) incelmeye başlar. Deri altındaki yağ hücreleri atrofiye (yok olmaya) olmaya başlar. Ek olarak, derinin kendini tamir etme yeteneği yaşla birlikte azalmaya başlar. İncelen deri travmalara ve yaralanmalara hassaslaşır. • Deriye gerginlik sağlayan elastin ve kollajen liflerinden oluşan alttaki destekleyici ağ zayıflamaya başlar, çözünür ve gevşer. Deri elastikiyetini kaybeder. Üstüne basıldığında, iz kalır sarkar hemen eski pozisyonuna dönemez • Ter ve yağ bezlerindeki atrofi, sonucu derinin koruyucu su-yağ emülsiyonu miktarı düşer. Derinin nemli kalma yeteneği azalır kurur ve kabuklanır • Ufak kalıcı kas kasılmalarına bağlı Frown çizgileri ( her iki kaş arasında) ve kazayağı (gözün dış kenarındaki uzanan çizgiler) görülmeye başlar. • Karakteristik çizgileri daimi yüz ifadelerine bağlı da oluşabilir. Yer çekimi durumu daha da arttırır, gerdan ve düşük göz kapaklarının oluşumuna katkıda bulunur. (Kaşlar, şaşırtıcı olarak, yaşla birlikte muhtemelen alın kırışıklıklarına bağlı olarak yukarı kalkar.)

Kırışıklıktan sorumlu diğer

faktörler

Güneş ışığına ek olarak diğer faktörler kırışıklık oluşumunu arttırır: Sigara içmek. Sigara kırışıklıkları hızlandıran serbest radikallerin oluşumunu arttırır. Kırışıklıkları arttırdığı gibi, yaşlanmaya bağlı diğer deri bozukluklarını ve melanom dışı deri kanseri riskini de arttırır. Sigara içmek ve buna bağlı oksidasyon işlemi sonucu, kırışıklık oluşumuna neden olan metalloproteinaz miktarının arttığı çalışmalarla kanıtlanmıştır. Hava kirliliği. Hava kirliliği, deri için önemli bir problemdir. Bunun etkisi derideki önemli antioksidan olan vitamin E miktarı ile ortadan kaldırılabilir. Hızlı kilo kaybı: Eğer çok hızlı kilo kaybederseniz, deriyi destekleyen yağ hücreleri, derinin kendini toparlamasına izin vermeden azalacaktır. Buda kişinin derisinin buruşuk ve sarkık görünmesine yol açabilir.

Yaş ve Risk

Çocuklukta güneşe maruz kalmak: Derinin güneşe bağlı olarak gördüğü zararın %50 ila %80 civarındaki kısmının, çocuklukta ve ergenlik döneminde aralıklı veya güneş yanığı oluşturacak kadar yoğun güneşte kalmaya bağlı geliştiği tahmin edilmektedir. Buna rağmen, bir çok kişi çocuk cildinin bronzlaşmasını bir sağlık işareti olarak görmektedir. Güneş ışığını kötü etkilerini bilen anne babalar dahi koruyucu kremlere çok fazla güvenmektedirler ve koruyucu giysiler kullanmamaktadırlar. Yaşlılıkta güneşe maruz kalmak. 70 yaşın üzerindeki kişilerin en azından bir deri hastalığı, bir çoğunun ise üç dört hastalığı vardır. Herkes yaşlandıkça derisinde bazı değişiklikler oluştuğunu biliriz. Fakat yalnızca "uzun yaşam" deri yaşlanmasının tek kriteri değildir. Aile hikayesi, genetik, ve davranış biçimi ve dış etkenler deri yaşlanması semptomlarında önemli rol oynar.

Deri Tipleri

Uzmanlar derinin güneş ışığına hassasiyetine göre deri fototipleri temelinde bir sınıflandırma sistemi oluşturmuşlardır. I. tip (en açık renkli deri) den IV e kadar (en koyu deri). I ve II deri tipine sahip kişiler kanser ve deri yaşlanması riskine en fazla sahiptir. Ancak erken yaşlanma yine de tüm deri tiplerinde güneşe maruz kalma sonrasında görülebilir.

Deri Tipi

I Daima yanar, asla bronzlaşmaz, güneşe hassastır II Kolayca yanar, çok az bronzlaşır. III Orta derece yanar, tedricen açık renk bronzlaşır IV Çok az yanar, daima orta derece iyi bronzlaşır V Nadiren yanar, koyu renk bronzlaşır VI Asla yanmaz, koyu pigmentlidir. Güneşe hassasiyet çok azdır.

Ultraviyole, güneş ışığı, ve foto-

yaşlanma

Güneşin cildin erken yaşlanması ve deri kanserlerindeki en önemli etken olduğu konusu tartışılmaz. Genel olarak, güneşten yayılan ultraviyole ışınlarına maruz kalmak (UVA veya UVB)erken deri yaşlanması belirtilerinin % 90 nın dan sorumludur ve bu etkilerin çoğu 20 yaşında başlar. · Az miktarda dahi UV ışını deri kırışıklıklarının oluşumunu tetikler. Uzun dönem tekrarlayan ve biriken güneş ışığı dozu deri yaşlanmasının istenmeyen etkilerinin oluşmasında bazal hücreli kanser ve squamoz hücreli kanserin gelişmesinde büyük oranda sorumlu gibi görünmektedir. Melanoma ise yaşamın erken dönemlerindeki yoğun güneş ışığı alımına bağlanabilir. Güneşin asıl zararları. Güneş ışığı deri katmanlarını geçen UV içerir. ( UVA veya UVB) Hem UVA hem de UVB ışını kırışıklıklara neden olan zararı dışında enfeksiyonlara karşı savunma sistemini zayıflatır. Yaşlanmaya bağlı deri bozuklukları ve kanser. Deriye değişik yollardan zarar vermektedirler. • UVB dış deri katmanlarını etkileyen ve yanıklara sebep olan primer ajandır. UVB en yoğun olduğu zaman öğlen güneşin en parlak olduğu zamandır. Yaz boyunca yıllık UVB dozunun %72 ini alırız. %28 lik bölümünü ise yılın geri kalan bölümünde alırız. • UVA daha derine iner ve daha etkindir, bununla birlikte. UVA yoğunluğu gün içinde ve yıl boyunca daha az varyasyon gösterir. Örneğin, yaz ayları boyunca yıllık UVA dozunun yarısını alırız ve geri kalanı diğer aylara dengeli yayılmıştır. UVA camdan filtre edilmez. UVA ve UVB ışınlarının her ikisi de genetik zarara, kırışıklıklara, enfeksiyonlara karşı bağışıklık azalmasına, deri yaşlanmasına ve kansere neden olur.

Fazla güneşte ve ultraviolede

kalmaya neden olacak

aktiviteler

Deri yaşlanması için tüm risk faktörleri arasında , güneşten gelen ultraviyoleye maruz kalmak en tehlikelisidir. Gerçekten de, deri üzerinde yaşlanmanın istenmeyen sonuçları büyük oranda güneşte uzun süre kalmış insanlarda ortaya çıkar. Dışarıda çalışanlar, çiftçiler, balıkçılar, inşaat işçileri, ve cankurtaranlar. Doğa gezisi sevenler. Güneşlenenler. Solaryuma düzenli olarak gidenler. Çalışmalar deri kanseri sıklığının arttığını göstermiştir. Açık tenli 50 yaş altı kadınlarda risk daha fazladır.

Kırışıklıkların oluşması:

Az miktarda UV ışını bile deri kırışıklıklarının oluşumunu tetikler: • Güneş ışığı derideki temel yapısal protein olan kollajen liflere zarar verir. Deri elastikiyetini sağlayan protein olan elastinin anormal birikimine neden olur. • Güneşe bağlı oluşan bu anormal elastin birikimi büyük miktarda "metalloproteinaz" denen enzimin salınımına neden olur. (15 dakika güneş bir hafta boyunca düzeyin yüksek kalmasını sağlar.) • Normalde bu enzimin etkisi genellikle pozitifdir. Zarar gören kollajeni tekrar oluşturularak yeniler. Bu mükemmel bir işlevdir, ancak güneş ışığına bağlı oluşan bazı metalloproteinazlar aslında kollajeni yıkar. Böylece, organizasyonu bozulan "kollajen liflerinin" düzgün olmayan şekillenmelerine bağlı olarak Solar Scar (Güneşe bağlı minik yara izleri) gelişir. Derinin bu kusurlu inşaasının üst üste tekrarları sonucunda kırışıklıklar oluşur. • Bu işlemden sorumlu olan bir diğer önemli bir olay da serbest radikal, olarak da adlandırılan oksidanların fazla üretimidir. Bunlar vücutta oksidasyon gibi normal kimyasal işlemler sonrasında üretilen dengesiz moleküllerdir. Çevresel etkenler ile örneğin güneş ışı ile fazla miktarda salınarak vücut hücrelerine ve genetik materyaline zarar verebilmektedir. Oksidasyon özellikle bağ dokusunu yıkan metaloproteinazları aktive ederek kırışıklıkların oluşumuna katkıda bulunabilmektedir. Güneş ışığı ve kırışıklıklar hakkında ilginç bir çalışma mevcuttur. 2001 yılında yapılan bu çalışmada fazla kırışıklığı olanlarda yüksek risk grubunda olsalar dahi bazal hücreli kanser daha az gelişmiştir. Bazı uzmanlar kırışıklığa eğilimli kişilerin güneş ışığına verdiği cevabın biyolojik bir mekanizma ile kişiyi basal hücreli kanserden korumakta olduğunu düşünüyorlar. Ancak biraz daha araştırma yapılması gerekiyor.

GÜNEŞTEN KORUNMA YOLLARI

Güneş koruyucu kullanın ancak buna da güvenmeyin güneş koruyucu giysiler ve güneş gözlükleri de kullanın. 10 ila 16 saatleri arasında güneşe çıkmayın bu saatten sonra güneş UV dozu %80 azalır. Yansıtıcı yüzeylerden uzak durun, su,kar, kum, beton, parlak gökdelenler ve beyaz boyalı bölgeler. Sanılanın aksine bulutlar ve sis koruyucu değildir. Ultraviyole yoğunluğu güneşin sıcaklığına ya da parlaklığına değil açısına bağlıdır. Tehlike, yaz başlangıcına yakınlığa göre değişir. Örneğin, kuzey yarım kürede, Nisan ayında UV yoğunluğu (yaz başlamadan iki ay önce) Ağustos ayına eşittir. (yaz başladıktan iki ay sonra ). Daha yüksek bölgelerde güneş yanığı daha kolay olur. (11,000 feet de 6 dakikada olan yanık deniz seviyesinde 25 dakikada oluşmaktadır.) Solaryum lambalarından uzak durun. Buralarda çoğu zaman yüksek UVA ışını mevcuttur. Bazı uzmanların inancına göre 15 - 30 dakikalık solaryum "tüm gün" güneşlenmek kadar tehlikeli. İnsanlar reklamlardaki güvenli bronzlaşma sloganlarına veya sınırsız bronzlaşma promosyonlarına inanmamalıdır.

Güneş koruyucular.

Güneş koruyucuların kullanımı karışıktır herkesin ne zaman ve nasıl kullanacağını bilmesi gerekir. Önemli nokta insanların güneş koruyucuyu kullanmayı kesmemeleri ama aynı zamanda diğer koruyucu yöntemlerle birlikte kullanmalıdır.

Koruyucu giysi.

Koruyucu giysiler giymek son derece önemlidir ve koruyucu kremlerden çok daha iyi korumaktadır. UV ışınlarını bloke etmek için SPF veya UPF(ultraviolet protection factor) puanlaması yapılan giysiler mevcuttur. 50 UPF en yüksek değerdir. Herkes çocuklarda dahil olmak üzere, geniş siperli şapka giymelidir. (şapka giymek bile baş ve ense bölgesinde kanserler için koruyucu olamayabilir.) İnsanlar üstlerine rahat olan beyazlatılmamış, sıkı dokunmuş kumaşları seçmelidir. Bunlar daha koruyucudur. Giysilerin yıkanması sonucu çekmesi UPF değerlerini arttırır. Koruyuculuğu saptamak için en kolay yolu giysiyi güneşe yada ışığa tutup ne kadar ışık geçirdiğine bakmaktır. Daha az ışık daha iyidir. UVA ve UVB yı bloke eden bir gözlük herkes tarafından kullanılmalıdır

Kimyasal Bronzlaştırıcılar

Melanin ve dihidroksiaseton (DHA), bronzlaştırıcı losyonların aktif içeriğini oluşturmaktadır. UVA ve UVB radyasyonu bloke ederek güneş zararına karşı koruyucu olabilir. Çalışmalar sürmektedir. Güneş koruyucu seçerken , içindekilere bakın. İçeriğine göre güneş koruyucuları veya güneş engelleyiciler (sunblocks) olarak ayrılabilir. Genelde, güneş koruyucular organik formülleri varken ve güneş engelleyicilerin inorganik formülleri vardır. Güneş engelleyiciler daha az kullanılır Organik formüller oktosrilen, oktil salisilat,homosalat,oktil metoksisinnamat(UVB blok), avobenzone-Parsol 1789 (UVA blok), sinoksat, etilheksil p-metoksisinnamat (UVB ve az miktarda UVA blok), oksibenzon, benzofenon-3 (UVA/UVB blok) gibi UV-filtre eden kimyasallar içerir. Kişiler hem UVB hemde UVA yı filtre eden geniş etkili bir güneş koruyucu kullanmalıdır. Para-amino benzoic acid (PABA), esikden populer bir maddeydi artık pek kullanılmıyor. Aynı etkiye sahip mi pek bilinmiyor bir çok kişide alerjik etki göstermektedir. Inorganik formüller UV-bloke eden çinko oksit veya titanium dioksit içermektedir. Çinko ve titanyum oksitler deri üzerinde kalır emilmezler. UVA ve UVB ışınlarının neredeyse tamamının deriye ulaşmasını engellerler. Daha eski güneş bloklayıcıları beyaz, macun renginde ve pek çekici değildi, fakat günümüz ürünlerinde hem çinko (Z-Cote) hem de titanyum mikrofine oksitler kullanılmaktadır. Renksizdirler ama nerdeyse eski tipler kadar koruyucudur. Mikrofine çinko oksit, mikrofine titanyum oksitden daha koruyucu ve daha az renkli olabilir. Aynı içeriğe sahip olan ucuz ürünler pahallı olanlar kadar işe yarayabilir. Malesef, güneş koruyucular için hala bir standart yoktur ve UVA korumaları da idda edilenden çok düşük olabilir. Bir çalışmada, geniş çaplı markaların ortalama UVA koruması yalnızca %23 olarak bulundu. Ancak bu markaların idda ettiği ortalama koruma % 37dir Organik formüller ve inorganik mikrofine oksit içeren güneş engelleyiciler, ışığa duyarlı deri rahatsızlığı olan kişilerde ayrıca aktinik prurigo, porfiria, kronik aktinik dermatitde bir sorun olan görünen ışıklara, karşı koruyucu değildir. Görünebilen ışığa karşı koruyucu olan inorganik güneş koruyucuları halen avrupada kozmetik olarak kabul edilmekle birlikte, ABD de henüz kabul edilmemiştir.

Güneş koruyucularda yeni

standartlar

Günümüzdeki güneş koruyucular yalnızca UVB den ne kadar koruduğunu göstermektedir. Bu bildiğimiz “sun protection factor” veya SPF sistemidir Yeni kurallara göre başka bir dereceleme sistemi SPF yanısıra UVA korumasını gösteren yıldızlarla yapılacaktır. Bir yıldız düşük koruma, iki yıldız orta düzey koruma, üç yıldız yüksek koruma ve dört yıldız ise en üst düzey korumayı gösterecektir. Eğer UVA koruması yoksa (piyasada çok miktarda böyle ürün var) SPF koruma oranı yanında UVA koruması yoktur yazısı olacaktır. Üreticiler iki test uygulayarak UVA korumasını saptayacaklardır. İlk test koruyucunun UVA yı durdurma oranı diğeri ise, bronzlaşmayı önleyici etkisi ve UVB için yapılan SPF ye benzer bir test olacaktır.. FDA ayrıca “güneş koruma faktörü” terimini “ güneşyanığı koruma faktörü” olarak değiştirecektir, Koruyucuların uyarı bölümünde: "Güneş altında UV ye maruz kalmak deri kanseri riskini erken cilt yaşlanmasını ve diğer cilt zararlarını arttırır. Güneşte az kalarak koruyucu giysiler giyerek ve güneş koruyucular kullanarak maruz kalınan UV dozunu azaltmak önemlidir`yazacaktır.

SPF hesaplama

Güneş koruyucu etiketlerindeki Sun protection factor (SPF) , UVB ( UVA değil ) ışınının güneş koruyucu sürülmüş cildin, sürülmemiş cilde göre kızarıklık oluşturma oranına göre hesaplanır. Örneğin, beş dakikada yanık oluşan kişi güneş altında 150 dakika kalmak istiyorsa SPF 30 kullanmalıdır. Formül: 30 ( SPF numarası) x 5 dk (yandığı süre) = 150 dk. Güneş koruyucuların koruma oranları şöyle sınıflandırılabilir. Minimal: SPF 2 -11 Orta derece: SPF 12 - 29 Yüksek: 30+. (Bazı güneş koruyucuların SPF değerlerini 30 dan daha yüksek olduğunu idda etse de bu koruma düzeyi çok belirgin fark yaratmaz.) Yaş Gruplarına Göre SPF düzeyleri Belirli gruplar, yaş ve diğer faktörlere bağlı olarak daha yüksek veya daha düşük SPF kullanmalıdır. Her ne kadar güneş koruyucular birçok çocukta güvenli olduğu söylense de, ilk savunma hattı olarak kullanılmamalıdır. Aslında, uzmanlar güneş koruyuculara fazla güvenerek diğer koruyucu yöntemlerin kullanılmamasından çocuklarda melanom riskinin artmasından korkmaktadırlar. Tüm çocuklar ilk savuma hattı olarak giysiler güneş gözlükleri ve şapkalarla güneş yanıklarına karşı korunmalıdır. Güneş ışığının en şiddetli olduğu dönemlerde güneşten uzak tutulmalıdır. Güneş koruyucular 6 aylıktan küçük çocuklarda doktora danışmadan kullanılmamalıdır. Daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde (daha koyu ciltli olsalar da) SPF 15 ve daha üstü kullanılabilir. Bazı uzmanlar yüzde SPF30 diğer bölgelerde SPF 15 kullanılması gerektiğini söylemektedir. Bronzlaşmak yerine cildi kolayca yanan ve deri kanseri riski yüksek olan yetişkinler en az SPF 30 kullanmalıdır. Uygulama zamanı ve miktarı Yetişkinler çok kısa süre için dahi dışarı çıksalar da günlük deri bakımlarına güneş koruyucuları da dahil etmelidir. Kulaklar ve ayaklarda dahil olmak üzere tüm güneş gören bölgelere bolca sürülmelidir. Uzmanlar güneş koruyucuların etkisini tam olarak göstermeleri için, baş boyun ve her bir kol için her bölgeye yarımşar çay kaşığı , gövdeye, sırta ve her bir bacağa birer çay kaşığı kullanılmasını önermektedir. En iyi sonucu almak için dışarı çıkmadan 30 dakika önce uygulanması gereklidir. (Bu emilimi için gerekli zamandır. Güneşte kalındığında her saatte bir tekrarlanabilir.) Egzersiz ve yüzme sonrası uygulama tekrarlanmalıdır.. (Yüzmüyor olsanız da waterproof veya suya dirençli bir formül seçmeye çalışın. Waterproof formüller suda 40 dakika dayanır, buna karşın suya dirençli olanlar bunun yarısı kadar dayanabilir.) Böcek kovucular SPFnin etkisini üçte bir oranında azaltır. İkisini de kullanacaksanız daha yüksek SPF değeri olan güneş koruyucuları tercih edin.

Güneşten uzak durma, güneş koruyucu kremler veya herikisi

Düzenli olarak uygun bir şekilde güneş koruyucu kullanıldığında ve güneşten uzak kalmaya çalışıldığında deri yaşlanması ve squamoz hücreli deri kanseri riski azalacaktır. Bununla birlikte, güneş koruyucuların kullanımı Basal Hücreli ve Melanoma gibi bazı deri kanserlerinin görülme sıklığını azaltmayacaktır. Ancak bu konu pek açık değildir. Güneş koruyucuların kullanımı güneş ışığı eksikliği ile artan bazı hastalıkları arttırabilir. Vitamin D Eksikliği. Vitamin D yiyeceklerde bulunur, ancak asıl olarak UVB ile deride üretilir. Vitamin D raşitizm osteoporozis ve bazı kanserlerden korunmak için önemlidir. Koyu tenlilerde güneş koruyucuların kullanımına bağlı eksiklik daha fazla olabilir Güneş ışığı deri kanserlerini arttırsa da göğüs , prostat, over, ve kolon kanserlerini azaltır. Bu kanserlerden korunma vitamin D üretimi ile ilişkilidir. (ancak bu arada Vitamin D nin dışardan kontrolsüz alımı toksik etki yaratabilir.) Birçok kişi kış aylarında azalan güneş ışığına bağlı depresyondan (SAD:seasonal affective disorder), şikayetçidir. Biraz güneş ışığı sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için önemli hatta gereklidir. Bazı uzmanlar güneşlenmek için düşük risk saatlerinde 20-30 dakika güneşte kalmamızın faydalı olduğunu düşünüyorlar.

Cinsiyet

Genelde kadınların kırışıklar yönünden erkeklere oranla daha büyük risk altında olduğuna inanılır. Gerçekte bazı çalışmalar bunun aksini göstermektedir. Ancak birçok çalışmada kırışıklık oranları her iki cinste yaklaşık olarak eşittir. Ancak erkeklerde melanom dışı deri kanseri sıklığı daha fazladır.

Sigara

Bir çalışmaya göre çok sigara içenlerde deri kırışıklıkları içmeyenlere oranla beş kat daha fazla olmaktadır. Bu kişilerde 40 yaşında sahip olduğu kırışıklıklar içmeyenlerin 60 yaşında sahip oldukları seviyede olacaktır. Çift yumurta ikizlerinde yapılan çalışmalarda sigaranın deriyi incelttiği saptanmıştır. (bazı vakalarda %40), daha ağır kırışıklıklar ve daha fazla beyaz saç görülmüştür. Ve daha da kötüsü sigara içenlerde squamoz hücreli karsinom dev bazal hücreli karsinom görülme sıklığı artmıştır.
© WWW.CILTUZMANI.COM Copyright © 2007 [ciltuzmani.com]. All rights reserved
Cilt Uzmanı Uzm.Dr. Babür Süer
Uzmanından en tarafsız kaynak.

Güneş ve

Kırışıklıklar

Kırışıklıkların kişi üzerinde derin bir etkisi vardır. Gerçekten, yaşlı damgası yememek için yalnızca Amerika Birleşik Devletlerindeki insanlar yılda kozmetiklere 12 milyar dolar harcamaktadırlar. Şu an için toplumda gençlik daha ön planda yer almanızı sağlamaktadır ve her ne kadar birçok gelişmiş ülkede ayrımcılık olarak görüldüğünden suç olsa da maalesef hala iş yerinde kariyerde de önemli rol oynamaktadır. Kozmetik sektörünün, dermatoloji ve plastik cerrahinin niçin bu kadar popüler olduğu yaşlanmanın psikolojik yönü değerlendirildiğinde daha iyi anlaşılmaktadır.

Cildimiz yaşla birlikte, belirgin

değişiklikler gösterir

• Hücreler daha yavaş bölünür ve derinin iç tabakası (dermis) incelmeye başlar. Deri altındaki yağ hücreleri atrofiye (yok olmaya) olmaya başlar. Ek olarak, derinin kendini tamir etme yeteneği yaşla birlikte azalmaya başlar. İncelen deri travmalara ve yaralanmalara hassaslaşır. • Deriye gerginlik sağlayan elastin ve kollajen liflerinden oluşan alttaki destekleyici ağ zayıflamaya başlar, çözünür ve gevşer. Deri elastikiyetini kaybeder. Üstüne basıldığında, iz kalır sarkar hemen eski pozisyonuna dönemez • Ter ve yağ bezlerindeki atrofi, sonucu derinin koruyucu su-yağ emülsiyonu miktarı düşer. Derinin nemli kalma yeteneği azalır kurur ve kabuklanır • Ufak kalıcı kas kasılmalarına bağlı Frown çizgileri ( her iki kaş arasında) ve kazayağı (gözün dış kenarındaki uzanan çizgiler) görülmeye başlar. • Karakteristik çizgileri daimi yüz ifadelerine bağlı da oluşabilir. Yer çekimi durumu daha da arttırır, gerdan ve düşük göz kapaklarının oluşumuna katkıda bulunur. (Kaşlar, şaşırtıcı olarak, yaşla birlikte muhtemelen alın kırışıklıklarına bağlı olarak yukarı kalkar.)

Kırışıklıktan sorumlu diğer faktörler

Güneş ışığına ek olarak diğer faktörler kırışıklık oluşumunu arttırır: Sigara içmek. Sigara kırışıklıkları hızlandıran serbest radikallerin oluşumunu arttırır. Kırışıklıkları arttırdığı gibi, yaşlanmaya bağlı diğer deri bozukluklarını ve melanom dışı deri kanseri riskini de arttırır. Sigara içmek ve buna bağlı oksidasyon işlemi sonucu, kırışıklık oluşumuna neden olan metalloproteinaz miktarının arttığı çalışmalarla kanıtlanmıştır. Hava kirliliği. Hava kirliliği, deri için önemli bir problemdir. Bunun etkisi derideki önemli antioksidan olan vitamin E miktarı ile ortadan kaldırılabilir. Hızlı kilo kaybı: Eğer çok hızlı kilo kaybederseniz, deriyi destekleyen yağ hücreleri, derinin kendini toparlamasına izin vermeden azalacaktır. Buda kişinin derisinin buruşuk ve sarkık görünmesine yol açabilir.

Yaş ve Risk

Çocuklukta güneşe maruz kalmak: Derinin güneşe bağlı olarak gördüğü zararın %50 ila %80 civarındaki kısmının, çocuklukta ve ergenlik döneminde aralıklı veya güneş yanığı oluşturacak kadar yoğun güneşte kalmaya bağlı geliştiği tahmin edilmektedir. Buna rağmen, bir çok kişi çocuk cildinin bronzlaşmasını bir sağlık işareti olarak görmektedir. Güneş ışığını kötü etkilerini bilen anne babalar dahi koruyucu kremlere çok fazla güvenmektedirler ve koruyucu giysiler kullanmamaktadırlar. Yaşlılıkta güneşe maruz kalmak. 70 yaşın üzerindeki kişilerin en azından bir deri hastalığı, bir çoğunun ise üç dört hastalığı vardır. Herkes yaşlandıkça derisinde bazı değişiklikler oluştuğunu biliriz. Fakat yalnızca "uzun yaşam" deri yaşlanmasının tek kriteri değildir. Aile hikayesi, genetik, ve davranış biçimi ve dış etkenler deri yaşlanması semptomlarında önemli rol oynar.

Deri Tipleri

Uzmanlar derinin güneş ışığına hassasiyetine göre deri fototipleri temelinde bir sınıflandırma sistemi oluşturmuşlardır. I. tip (en açık renkli deri) den IV e kadar (en koyu deri). I ve II deri tipine sahip kişiler kanser ve deri yaşlanması riskine en fazla sahiptir. Ancak erken yaşlanma yine de tüm deri tiplerinde güneşe maruz kalma sonrasında görülebilir.

Deri Tipi

I Daima yanar, asla bronzlaşmaz, güneşe hassastır II Kolayca yanar, çok az bronzlaşır. III Orta derece yanar, tedricen açık renk bronzlaşır IV Çok az yanar, daima orta derece iyi bronzlaşır V Nadiren yanar, koyu renk bronzlaşır VI Asla yanmaz, koyu pigmentlidir. Güneşe hassasiyet çok azdır.

GÜNEŞTEN KORUNMA YOLLARI

Güneş koruyucu kullanın ancak buna da güvenmeyin güneş koruyucu giysiler ve güneş gözlükleri de kullanın. 10 ila 16 saatleri arasında güneşe çıkmayın bu saatten sonra güneş UV dozu %80 azalır. Yansıtıcı yüzeylerden uzak durun, su,kar, kum, beton, parlak gökdelenler ve beyaz boyalı bölgeler. Sanılanın aksine bulutlar ve sis koruyucu değildir. Ultraviyole yoğunluğu güneşin sıcaklığına ya da parlaklığına değil açısına bağlıdır. Tehlike, yaz başlangıcına yakınlığa göre değişir. Örneğin, kuzey yarım kürede, Nisan ayında UV yoğunluğu (yaz başlamadan iki ay önce) Ağustos ayına eşittir. (yaz başladıktan iki ay sonra ). Daha yüksek bölgelerde güneş yanığı daha kolay olur. (11,000 feet de 6 dakikada olan yanık deniz seviyesinde 25 dakikada oluşmaktadır.) Solaryum lambalarından uzak durun. Buralarda çoğu zaman yüksek UVA ışını mevcuttur. Bazı uzmanların inancına göre 15 - 30 dakikalık solaryum "tüm gün" güneşlenmek kadar tehlikeli. İnsanlar reklamlardaki güvenli bronzlaşma sloganlarına veya sınırsız bronzlaşma promosyonlarına inanmamalıdır.

Güneş koruyucular.

Güneş koruyucuların kullanımı karışıktır herkesin ne zaman ve nasıl kullanacağını bilmesi gerekir. Önemli nokta insanların güneş koruyucuyu kullanmayı kesmemeleri ama aynı zamanda diğer koruyucu yöntemlerle birlikte kullanmalıdır.

Koruyucu giysi.

Koruyucu giysiler giymek son derece önemlidir ve koruyucu kremlerden çok daha iyi korumaktadır. UV ışınlarını bloke etmek için SPF veya UPF(ultraviolet protection factor) puanlaması yapılan giysiler mevcuttur. 50 UPF en yüksek değerdir. Herkes çocuklarda dahil olmak üzere, geniş siperli şapka giymelidir. (şapka giymek bile baş ve ense bölgesinde kanserler için koruyucu olamayabilir.) İnsanlar üstlerine rahat olan beyazlatılmamış, sıkı dokunmuş kumaşları seçmelidir. Bunlar daha koruyucudur. Giysilerin yıkanması sonucu çekmesi UPF değerlerini arttırır. Koruyuculuğu saptamak için en kolay yolu giysiyi güneşe yada ışığa tutup ne kadar ışık geçirdiğine bakmaktır. Daha az ışık daha iyidir. UVA ve UVB yı bloke eden bir gözlük herkes tarafından kullanılmalıdır

Kimyasal Bronzlaştırıcılar

Melanin ve dihidroksiaseton (DHA), bronzlaştırıcı losyonların aktif içeriğini oluşturmaktadır. UVA ve UVB radyasyonu bloke ederek güneş zararına karşı koruyucu olabilir. Çalışmalar sürmektedir. Güneş koruyucu seçerken , içindekilere bakın. İçeriğine göre güneş koruyucuları veya güneş engelleyiciler (sunblocks) olarak ayrılabilir. Genelde, güneş koruyucular organik formülleri varken ve güneş engelleyicilerin inorganik formülleri vardır. Güneş engelleyiciler daha az kullanılır Organik formüller oktosrilen, oktil salisilat,homosalat,oktil metoksisinnamat(UVB blok), avobenzone-Parsol 1789 (UVA blok), sinoksat, etilheksil p-metoksisinnamat (UVB ve az miktarda UVA blok), oksibenzon, benzofenon-3 (UVA/UVB blok) gibi UV-filtre eden kimyasallar içerir. Kişiler hem UVB hemde UVA yı filtre eden geniş etkili bir güneş koruyucu kullanmalıdır. Para- amino benzoic acid (PABA), esikden populer bir maddeydi artık pek kullanılmıyor. Aynı etkiye sahip mi pek bilinmiyor bir çok kişide alerjik etki göstermektedir. Inorganik formüller UV-bloke eden çinko oksit veya titanium dioksit içermektedir. Çinko ve titanyum oksitler deri üzerinde kalır emilmezler. UVA ve UVB ışınlarının neredeyse tamamının deriye ulaşmasını engellerler. Daha eski güneş bloklayıcıları beyaz, macun renginde ve pek çekici değildi, fakat günümüz ürünlerinde hem çinko (Z- Cote) hem de titanyum mikrofine oksitler kullanılmaktadır. Renksizdirler ama nerdeyse eski tipler kadar koruyucudur. Mikrofine çinko oksit, mikrofine titanyum oksitden daha koruyucu ve daha az renkli olabilir. Aynı içeriğe sahip olan ucuz ürünler pahallı olanlar kadar işe yarayabilir. Malesef, güneş koruyucular için hala bir standart yoktur ve UVA korumaları da idda edilenden çok düşük olabilir. Bir çalışmada, geniş çaplı markaların ortalama UVA koruması yalnızca %23 olarak bulundu. Ancak bu markaların idda ettiği ortalama koruma % 37dir Organik formüller ve inorganik mikrofine oksit içeren güneş engelleyiciler, ışığa duyarlı deri rahatsızlığı olan kişilerde ayrıca aktinik prurigo, porfiria, kronik aktinik dermatitde bir sorun olan görünen ışıklara, karşı koruyucu değildir. Görünebilen ışığa karşı koruyucu olan inorganik güneş koruyucuları halen avrupada kozmetik olarak kabul edilmekle birlikte, ABD de henüz kabul edilmemiştir.

Güneş koruyucularda yeni standartlar

Günümüzdeki güneş koruyucular yalnızca UVB den ne kadar koruduğunu göstermektedir. Bu bildiğimiz “sun protection factor” veya SPF sistemidir Yeni kurallara göre başka bir dereceleme sistemi SPF yanısıra UVA korumasını gösteren yıldızlarla yapılacaktır. Bir yıldız düşük koruma, iki yıldız orta düzey koruma, üç yıldız yüksek koruma ve dört yıldız ise en üst düzey korumayı gösterecektir. Eğer UVA koruması yoksa (piyasada çok miktarda böyle ürün var) SPF koruma oranı yanında UVA koruması yoktur yazısı olacaktır. Üreticiler iki test uygulayarak UVA korumasını saptayacaklardır. İlk test koruyucunun UVA yı durdurma oranı diğeri ise, bronzlaşmayı önleyici etkisi ve UVB için yapılan SPF ye benzer bir test olacaktır.. FDA ayrıca “güneş koruma faktörü” terimini “ güneşyanığı koruma faktörü” olarak değiştirecektir, Koruyucuların uyarı bölümünde: "Güneş altında UV ye maruz kalmak deri kanseri riskini erken cilt yaşlanmasını ve diğer cilt zararlarını arttırır. Güneşte az kalarak koruyucu giysiler giyerek ve güneş koruyucular kullanarak maruz kalınan UV dozunu azaltmak önemlidir`yazacaktır.

SPF hesaplama

Güneş koruyucu etiketlerindeki Sun protection factor (SPF) , UVB ( UVA değil ) ışınının güneş koruyucu sürülmüş cildin, sürülmemiş cilde göre kızarıklık oluşturma oranına göre hesaplanır. Örneğin, beş dakikada yanık oluşan kişi güneş altında 150 dakika kalmak istiyorsa SPF 30 kullanmalıdır. Formül: 30 ( SPF numarası) x 5 dk (yandığı süre) = 150 dk. Güneş koruyucuların koruma oranları şöyle sınıflandırılabilir. Minimal: SPF 2 -11 Orta derece: SPF 12 - 29 Yüksek: 30+. (Bazı güneş koruyucuların SPF değerlerini 30 dan daha yüksek olduğunu idda etse de bu koruma düzeyi çok belirgin fark yaratmaz.) Yaş Gruplarına Göre SPF düzeyleri Belirli gruplar, yaş ve diğer faktörlere bağlı olarak daha yüksek veya daha düşük SPF kullanmalıdır. Her ne kadar güneş koruyucular birçok çocukta güvenli olduğu söylense de, ilk savunma hattı olarak kullanılmamalıdır. Aslında, uzmanlar güneş koruyuculara fazla güvenerek diğer koruyucu yöntemlerin kullanılmamasından çocuklarda melanom riskinin artmasından korkmaktadırlar. Tüm çocuklar ilk savuma hattı olarak giysiler güneş gözlükleri ve şapkalarla güneş yanıklarına karşı korunmalıdır. Güneş ışığının en şiddetli olduğu dönemlerde güneşten uzak tutulmalıdır. Güneş koruyucular 6 aylıktan küçük çocuklarda doktora danışmadan kullanılmamalıdır. Daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde (daha koyu ciltli olsalar da) SPF 15 ve daha üstü kullanılabilir. Bazı uzmanlar yüzde SPF30 diğer bölgelerde SPF 15 kullanılması gerektiğini söylemektedir. Bronzlaşmak yerine cildi kolayca yanan ve deri kanseri riski yüksek olan yetişkinler en az SPF 30 kullanmalıdır. Uygulama zamanı ve miktarı Yetişkinler çok kısa süre için dahi dışarı çıksalar da günlük deri bakımlarına güneş koruyucuları da dahil etmelidir. Kulaklar ve ayaklarda dahil olmak üzere tüm güneş gören bölgelere bolca sürülmelidir. Uzmanlar güneş koruyucuların etkisini tam olarak göstermeleri için, baş boyun ve her bir kol için her bölgeye yarımşar çay kaşığı , gövdeye, sırta ve her bir bacağa birer çay kaşığı kullanılmasını önermektedir. En iyi sonucu almak için dışarı çıkmadan 30 dakika önce uygulanması gereklidir. (Bu emilimi için gerekli zamandır. Güneşte kalındığında her saatte bir tekrarlanabilir.) Egzersiz ve yüzme sonrası uygulama tekrarlanmalıdır.. (Yüzmüyor olsanız da waterproof veya suya dirençli bir formül seçmeye çalışın. Waterproof formüller suda 40 dakika dayanır, buna karşın suya dirençli olanlar bunun yarısı kadar dayanabilir.) Böcek kovucular SPFnin etkisini üçte bir oranında azaltır. İkisini de kullanacaksanız daha yüksek SPF değeri olan güneş koruyucuları tercih edin.

Cinsiyet

Genelde kadınların kırışıklar yönünden erkeklere oranla daha büyük risk altında olduğuna inanılır. Gerçekte bazı çalışmalar bunun aksini göstermektedir. Ancak birçok çalışmada kırışıklık oranları her iki cinste yaklaşık olarak eşittir. Ancak erkeklerde melanom dışı deri kanseri sıklığı daha fazladır.

Sigara

Bir çalışmaya göre çok sigara içenlerde deri kırışıklıkları içmeyenlere oranla beş kat daha fazla olmaktadır. Bu kişilerde 40 yaşında sahip olduğu kırışıklıklar içmeyenlerin 60 yaşında sahip oldukları seviyede olacaktır. Çift yumurta ikizlerinde yapılan çalışmalarda sigaranın deriyi incelttiği saptanmıştır. (bazı vakalarda %40), daha ağır kırışıklıklar ve daha fazla beyaz saç görülmüştür. Ve daha da kötüsü sigara içenlerde squamoz hücreli karsinom dev bazal hücreli karsinom görülme sıklığı artmıştır.

Güneşten uzak durma, güneş koruyucu

kremler veya herikisi

Düzenli olarak uygun bir şekilde güneş koruyucu kullanıldığında ve güneşten uzak kalmaya çalışıldığında deri yaşlanması ve squamoz hücreli deri kanseri riski azalacaktır. Bununla birlikte, güneş koruyucuların kullanımı Basal Hücreli ve Melanoma gibi bazı deri kanserlerinin görülme sıklığını azaltmayacaktır. Ancak bu konu pek açık değildir. Güneş koruyucuların kullanımı güneş ışığı eksikliği ile artan bazı hastalıkları arttırabilir. Vitamin D Eksikliği. Vitamin D yiyeceklerde bulunur, ancak asıl olarak UVB ile deride üretilir. Vitamin D raşitizm osteoporozis ve bazı kanserlerden korunmak için önemlidir. Koyu tenlilerde güneş koruyucuların kullanımına bağlı eksiklik daha fazla olabilir Güneş ışığı deri kanserlerini arttırsa da göğüs , prostat, over, ve kolon kanserlerini azaltır. Bu kanserlerden korunma vitamin D üretimi ile ilişkilidir. (ancak bu arada Vitamin D nin dışardan kontrolsüz alımı toksik etki yaratabilir.) Birçok kişi kış aylarında azalan güneş ışığına bağlı depresyondan (SAD:seasonal affective disorder), şikayetçidir. Biraz güneş ışığı sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için önemli hatta gereklidir. Bazı uzmanlar güneşlenmek için düşük risk saatlerinde 20-30 dakika güneşte kalmamızın faydalı olduğunu düşünüyorlar.