© WWW.CILTUZMANI.COM Copyright © 2007 [ciltuzmani.com]. All rights reserved
Güneş ve
Kırışıklıklar
Kırışıklıkların kişi üzerinde derin bir etkisi vardır.
Gerçekten, yaşlı damgası yememek için yalnızca
Amerika Birleşik Devletlerindeki insanlar yılda
kozmetiklere 12 milyar dolar harcamaktadırlar. Şu
an için toplumda gençlik daha ön planda yer
almanızı sağlamaktadır ve her ne kadar birçok
gelişmiş ülkede ayrımcılık olarak görüldüğünden
suç olsa da maalesef hala iş yerinde kariyerde de
önemli rol oynamaktadır. Kozmetik sektörünün,
dermatoloji ve plastik cerrahinin niçin bu kadar
popüler olduğu yaşlanmanın psikolojik yönü
değerlendirildiğinde daha iyi anlaşılmaktadır.
Cildimiz yaşla birlikte, belirgin
değişiklikler gösterir
• Hücreler daha yavaş bölünür ve derinin iç tabakası
(dermis) incelmeye başlar. Deri altındaki yağ hücreleri
atrofiye (yok olmaya) olmaya başlar. Ek olarak, derinin
kendini tamir etme yeteneği yaşla birlikte azalmaya
başlar. İncelen deri travmalara ve yaralanmalara
hassaslaşır.
• Deriye gerginlik sağlayan elastin ve kollajen liflerinden
oluşan alttaki destekleyici ağ zayıflamaya başlar,
çözünür ve gevşer. Deri elastikiyetini kaybeder. Üstüne
basıldığında, iz kalır sarkar hemen eski pozisyonuna
dönemez
• Ter ve yağ bezlerindeki atrofi, sonucu derinin
koruyucu su-yağ emülsiyonu miktarı düşer. Derinin
nemli kalma yeteneği azalır kurur ve kabuklanır
• Ufak kalıcı kas kasılmalarına bağlı Frown çizgileri ( her
iki kaş arasında) ve kazayağı (gözün dış kenarındaki
uzanan çizgiler) görülmeye başlar.
• Karakteristik çizgileri daimi yüz ifadelerine bağlı da
oluşabilir. Yer çekimi durumu daha da arttırır, gerdan ve
düşük göz kapaklarının oluşumuna katkıda bulunur.
(Kaşlar, şaşırtıcı olarak, yaşla birlikte muhtemelen alın
kırışıklıklarına bağlı olarak yukarı kalkar.)
Kırışıklıktan sorumlu diğer
faktörler
Güneş ışığına ek olarak diğer faktörler kırışıklık
oluşumunu arttırır:
•
Sigara içmek. Sigara kırışıklıkları hızlandıran
serbest radikallerin oluşumunu arttırır. Kırışıklıkları
arttırdığı gibi, yaşlanmaya bağlı diğer deri
bozukluklarını ve melanom dışı deri kanseri riskini
de arttırır. Sigara içmek ve buna bağlı oksidasyon
işlemi sonucu, kırışıklık oluşumuna neden olan
metalloproteinaz miktarının arttığı çalışmalarla
kanıtlanmıştır.
•
Hava kirliliği. Hava kirliliği, deri için önemli bir
problemdir. Bunun etkisi derideki önemli
antioksidan olan vitamin E miktarı ile ortadan
kaldırılabilir.
•
Hızlı kilo kaybı: Eğer çok hızlı kilo
kaybederseniz, deriyi destekleyen yağ hücreleri,
derinin kendini toparlamasına izin vermeden
azalacaktır. Buda kişinin derisinin buruşuk ve
sarkık görünmesine yol açabilir.
Yaş ve Risk
•
Çocuklukta güneşe maruz kalmak: Derinin
güneşe bağlı olarak gördüğü zararın %50 ila %80
civarındaki kısmının, çocuklukta ve ergenlik
döneminde aralıklı veya güneş yanığı oluşturacak
kadar yoğun güneşte kalmaya bağlı geliştiği
tahmin edilmektedir. Buna rağmen, bir çok kişi
çocuk cildinin bronzlaşmasını bir sağlık işareti
olarak görmektedir. Güneş ışığını kötü etkilerini
bilen anne babalar dahi koruyucu kremlere çok
fazla güvenmektedirler ve koruyucu giysiler
kullanmamaktadırlar.
•
Yaşlılıkta güneşe maruz kalmak. 70 yaşın
üzerindeki kişilerin en azından bir deri hastalığı,
bir çoğunun ise üç dört hastalığı vardır. Herkes
yaşlandıkça derisinde bazı değişiklikler oluştuğunu
biliriz. Fakat yalnızca "uzun yaşam" deri
yaşlanmasının tek kriteri değildir. Aile hikayesi,
genetik, ve davranış biçimi ve dış etkenler deri
yaşlanması semptomlarında önemli rol oynar.
Deri Tipleri
Uzmanlar derinin güneş ışığına hassasiyetine göre deri
fototipleri temelinde bir sınıflandırma sistemi
oluşturmuşlardır. I. tip (en açık renkli deri) den IV e
kadar (en koyu deri). I ve II deri tipine sahip kişiler
kanser ve deri yaşlanması riskine en fazla sahiptir. Ancak
erken yaşlanma yine de tüm deri tiplerinde güneşe
maruz kalma sonrasında görülebilir.
Deri Tipi
I Daima yanar, asla bronzlaşmaz, güneşe hassastır
II Kolayca yanar, çok az bronzlaşır.
III Orta derece yanar, tedricen açık renk bronzlaşır
IV Çok az yanar, daima orta derece iyi bronzlaşır
V Nadiren yanar, koyu renk bronzlaşır
VI Asla yanmaz, koyu pigmentlidir. Güneşe hassasiyet
çok azdır.
Ultraviyole, güneş ışığı, ve foto-
yaşlanma
Güneşin cildin erken yaşlanması ve deri kanserlerindeki en
önemli etken olduğu konusu tartışılmaz. Genel olarak,
güneşten yayılan ultraviyole ışınlarına maruz kalmak (UVA
veya UVB)erken deri yaşlanması belirtilerinin % 90 nın dan
sorumludur ve bu etkilerin çoğu 20 yaşında başlar. ·
Az miktarda dahi UV ışını deri
kırışıklıklarının oluşumunu tetikler.
Uzun dönem tekrarlayan ve biriken güneş ışığı dozu deri
yaşlanmasının istenmeyen etkilerinin oluşmasında bazal
hücreli kanser ve squamoz hücreli kanserin gelişmesinde
büyük oranda sorumlu gibi görünmektedir.
Melanoma ise yaşamın erken
dönemlerindeki yoğun güneş ışığı
alımına bağlanabilir.
Güneşin asıl zararları. Güneş ışığı deri katmanlarını geçen
UV içerir. ( UVA veya UVB) Hem UVA hem de UVB ışını
kırışıklıklara neden olan zararı dışında enfeksiyonlara karşı
savunma sistemini zayıflatır. Yaşlanmaya bağlı deri
bozuklukları ve kanser. Deriye değişik yollardan zarar
vermektedirler. • UVB dış deri katmanlarını etkileyen ve
yanıklara sebep olan primer ajandır. UVB en yoğun olduğu
zaman öğlen güneşin en parlak olduğu zamandır. Yaz
boyunca yıllık UVB dozunun %72 ini alırız. %28 lik
bölümünü ise yılın geri kalan bölümünde alırız. • UVA
daha derine iner ve daha etkindir, bununla birlikte. UVA
yoğunluğu gün içinde ve yıl boyunca daha az varyasyon
gösterir. Örneğin, yaz ayları boyunca yıllık UVA dozunun
yarısını alırız ve geri kalanı diğer aylara dengeli yayılmıştır.
UVA camdan filtre edilmez.
UVA ve UVB ışınlarının her ikisi de
genetik zarara, kırışıklıklara,
enfeksiyonlara karşı bağışıklık
azalmasına, deri yaşlanmasına ve
kansere neden olur.
Fazla güneşte ve ultraviolede
kalmaya neden olacak
aktiviteler
Deri yaşlanması için tüm risk faktörleri arasında , güneşten
gelen ultraviyoleye maruz kalmak en tehlikelisidir.
Gerçekten de, deri üzerinde yaşlanmanın istenmeyen
sonuçları büyük oranda güneşte uzun süre kalmış
insanlarda ortaya çıkar.
•
Dışarıda çalışanlar, çiftçiler, balıkçılar, inşaat işçileri,
ve cankurtaranlar.
•
Doğa gezisi sevenler.
•
Güneşlenenler.
•
Solaryuma düzenli olarak gidenler.
Çalışmalar deri kanseri sıklığının arttığını göstermiştir. Açık
tenli 50 yaş altı kadınlarda risk daha fazladır.
Kırışıklıkların oluşması:
Az miktarda UV ışını bile deri
kırışıklıklarının oluşumunu tetikler:
• Güneş ışığı derideki temel yapısal protein olan
kollajen liflere zarar verir. Deri elastikiyetini sağlayan
protein olan elastinin anormal birikimine neden olur.
• Güneşe bağlı oluşan bu anormal elastin birikimi
büyük miktarda "metalloproteinaz" denen enzimin
salınımına neden olur. (15 dakika güneş bir hafta
boyunca düzeyin yüksek kalmasını sağlar.)
• Normalde bu enzimin etkisi genellikle pozitifdir.
Zarar gören kollajeni tekrar oluşturularak yeniler. Bu
mükemmel bir işlevdir, ancak güneş ışığına bağlı
oluşan bazı metalloproteinazlar aslında kollajeni yıkar.
Böylece, organizasyonu bozulan "kollajen liflerinin"
düzgün olmayan şekillenmelerine bağlı olarak Solar
Scar (Güneşe bağlı minik yara izleri) gelişir. Derinin bu
kusurlu inşaasının üst üste tekrarları sonucunda
kırışıklıklar oluşur.
• Bu işlemden sorumlu olan bir diğer önemli bir olay
da serbest radikal, olarak da adlandırılan oksidanların
fazla üretimidir. Bunlar vücutta oksidasyon gibi normal
kimyasal işlemler sonrasında üretilen dengesiz
moleküllerdir. Çevresel etkenler ile örneğin güneş ışı
ile fazla miktarda salınarak vücut hücrelerine ve
genetik materyaline zarar verebilmektedir. Oksidasyon
özellikle bağ dokusunu yıkan metaloproteinazları
aktive ederek kırışıklıkların oluşumuna katkıda
bulunabilmektedir.
Güneş ışığı ve kırışıklıklar hakkında ilginç bir çalışma
mevcuttur. 2001 yılında yapılan bu çalışmada fazla
kırışıklığı olanlarda yüksek risk grubunda olsalar dahi
bazal hücreli kanser daha az gelişmiştir. Bazı uzmanlar
kırışıklığa eğilimli kişilerin güneş ışığına verdiği
cevabın biyolojik bir mekanizma ile kişiyi basal hücreli
kanserden korumakta olduğunu düşünüyorlar. Ancak
biraz daha araştırma yapılması gerekiyor.
GÜNEŞTEN KORUNMA YOLLARI
•
Güneş koruyucu kullanın ancak buna da güvenmeyin
güneş koruyucu giysiler ve güneş gözlükleri de
kullanın.
•
10 ila 16 saatleri arasında güneşe çıkmayın bu
saatten sonra güneş UV dozu %80 azalır.
•
Yansıtıcı yüzeylerden uzak durun, su,kar, kum, beton,
parlak gökdelenler ve beyaz boyalı bölgeler. Sanılanın
aksine bulutlar ve sis koruyucu değildir.
•
Ultraviyole yoğunluğu güneşin sıcaklığına ya da
parlaklığına değil açısına bağlıdır. Tehlike, yaz
başlangıcına yakınlığa göre değişir. Örneğin, kuzey
yarım kürede, Nisan ayında UV yoğunluğu (yaz
başlamadan iki ay önce) Ağustos ayına eşittir. (yaz
başladıktan iki ay sonra ).
•
Daha yüksek bölgelerde güneş yanığı daha kolay
olur. (11,000 feet de 6 dakikada olan yanık deniz
seviyesinde 25 dakikada oluşmaktadır.)
•
Solaryum lambalarından uzak durun. Buralarda çoğu
zaman yüksek UVA ışını mevcuttur. Bazı uzmanların
inancına göre 15 - 30 dakikalık solaryum "tüm gün"
güneşlenmek kadar tehlikeli. İnsanlar reklamlardaki
güvenli bronzlaşma sloganlarına veya sınırsız
bronzlaşma promosyonlarına inanmamalıdır.
Güneş koruyucular.
Güneş koruyucuların kullanımı karışıktır herkesin ne zaman
ve nasıl kullanacağını bilmesi gerekir. Önemli nokta
insanların güneş koruyucuyu kullanmayı kesmemeleri ama
aynı zamanda diğer koruyucu yöntemlerle birlikte
kullanmalıdır.
Koruyucu giysi.
Koruyucu giysiler giymek son derece önemlidir ve koruyucu
kremlerden çok daha iyi korumaktadır. UV ışınlarını bloke
etmek için SPF veya UPF(ultraviolet protection factor)
puanlaması yapılan giysiler mevcuttur. 50 UPF en yüksek
değerdir. Herkes çocuklarda dahil olmak üzere, geniş siperli
şapka giymelidir. (şapka giymek bile baş ve ense bölgesinde
kanserler için koruyucu olamayabilir.)
İnsanlar üstlerine rahat olan beyazlatılmamış, sıkı
dokunmuş kumaşları seçmelidir. Bunlar daha koruyucudur.
Giysilerin yıkanması sonucu çekmesi UPF değerlerini
arttırır. Koruyuculuğu saptamak için en kolay yolu giysiyi
güneşe yada ışığa tutup ne kadar ışık geçirdiğine bakmaktır.
Daha az ışık daha iyidir.
UVA ve UVB yı bloke eden bir gözlük herkes tarafından
kullanılmalıdır
Kimyasal Bronzlaştırıcılar
Melanin ve dihidroksiaseton (DHA), bronzlaştırıcı
losyonların aktif içeriğini oluşturmaktadır. UVA ve UVB
radyasyonu bloke ederek güneş zararına karşı koruyucu
olabilir. Çalışmalar sürmektedir.
Güneş koruyucu seçerken , içindekilere bakın. İçeriğine
göre güneş koruyucuları veya güneş engelleyiciler
(sunblocks) olarak ayrılabilir. Genelde, güneş koruyucular
organik formülleri varken ve güneş engelleyicilerin
inorganik formülleri vardır. Güneş engelleyiciler daha az
kullanılır
•
Organik formüller oktosrilen, oktil
salisilat,homosalat,oktil metoksisinnamat(UVB blok),
avobenzone-Parsol 1789 (UVA blok), sinoksat,
etilheksil p-metoksisinnamat (UVB ve az miktarda
UVA blok), oksibenzon, benzofenon-3 (UVA/UVB
blok) gibi UV-filtre eden kimyasallar içerir. Kişiler hem
UVB hemde UVA yı filtre eden geniş etkili bir güneş
koruyucu kullanmalıdır. Para-amino benzoic acid
(PABA), esikden populer bir maddeydi artık pek
kullanılmıyor. Aynı etkiye sahip mi pek bilinmiyor bir
çok kişide alerjik etki göstermektedir.
•
Inorganik formüller UV-bloke eden çinko oksit
veya titanium dioksit içermektedir. Çinko ve titanyum
oksitler deri üzerinde kalır emilmezler. UVA ve UVB
ışınlarının neredeyse tamamının deriye ulaşmasını
engellerler. Daha eski güneş bloklayıcıları beyaz,
macun renginde ve pek çekici değildi, fakat
günümüz ürünlerinde hem çinko (Z-Cote) hem de
titanyum mikrofine oksitler kullanılmaktadır.
Renksizdirler ama nerdeyse eski tipler kadar
koruyucudur. Mikrofine çinko oksit, mikrofine
titanyum oksitden daha koruyucu ve daha az renkli
olabilir.
Aynı içeriğe sahip olan ucuz ürünler pahallı olanlar kadar işe
yarayabilir. Malesef, güneş koruyucular için hala bir standart
yoktur ve UVA korumaları da idda edilenden çok düşük
olabilir. Bir çalışmada, geniş çaplı markaların ortalama UVA
koruması yalnızca %23 olarak bulundu. Ancak bu
markaların idda ettiği ortalama koruma % 37dir
Organik formüller ve inorganik mikrofine oksit içeren güneş
engelleyiciler, ışığa duyarlı deri rahatsızlığı olan kişilerde
ayrıca aktinik prurigo, porfiria, kronik aktinik dermatitde bir
sorun olan görünen ışıklara, karşı koruyucu değildir.
Görünebilen ışığa karşı koruyucu olan inorganik güneş
koruyucuları halen avrupada kozmetik olarak kabul
edilmekle birlikte, ABD de henüz kabul edilmemiştir.
Güneş koruyucularda yeni
standartlar
Günümüzdeki güneş koruyucular yalnızca UVB den ne kadar
koruduğunu göstermektedir. Bu bildiğimiz “sun protection
factor” veya SPF sistemidir
Yeni kurallara göre başka bir dereceleme sistemi SPF
yanısıra UVA korumasını gösteren yıldızlarla yapılacaktır. Bir
yıldız düşük koruma, iki yıldız orta düzey koruma, üç yıldız
yüksek koruma ve dört yıldız ise en üst düzey korumayı
gösterecektir. Eğer UVA koruması yoksa (piyasada çok
miktarda böyle ürün var) SPF koruma oranı yanında UVA
koruması yoktur yazısı olacaktır. Üreticiler iki test
uygulayarak UVA korumasını saptayacaklardır. İlk test
koruyucunun UVA yı durdurma oranı diğeri ise, bronzlaşmayı
önleyici etkisi ve UVB için yapılan SPF ye benzer bir test
olacaktır..
FDA ayrıca “güneş koruma faktörü” terimini “ güneşyanığı
koruma faktörü” olarak değiştirecektir, Koruyucuların uyarı
bölümünde:
"Güneş altında UV ye maruz kalmak deri kanseri riskini
erken cilt yaşlanmasını ve diğer cilt zararlarını arttırır.
Güneşte az kalarak koruyucu giysiler giyerek ve güneş
koruyucular kullanarak maruz kalınan UV dozunu azaltmak
önemlidir`yazacaktır.
SPF hesaplama
Güneş koruyucu etiketlerindeki Sun protection factor (SPF)
, UVB ( UVA değil ) ışınının güneş koruyucu sürülmüş cildin,
sürülmemiş cilde göre kızarıklık oluşturma oranına göre
hesaplanır. Örneğin, beş dakikada yanık oluşan kişi güneş
altında 150 dakika kalmak istiyorsa SPF 30 kullanmalıdır.
Formül: 30 ( SPF numarası) x 5 dk (yandığı süre) = 150
dk.
Güneş koruyucuların koruma oranları şöyle sınıflandırılabilir.
•
Minimal: SPF 2 -11
•
Orta derece: SPF 12 - 29
•
Yüksek: 30+. (Bazı güneş koruyucuların SPF
değerlerini 30 dan daha yüksek olduğunu idda etse
de bu koruma düzeyi çok belirgin fark yaratmaz.)
Yaş Gruplarına Göre SPF düzeyleri
Belirli gruplar, yaş ve diğer faktörlere bağlı olarak daha
yüksek veya daha düşük SPF kullanmalıdır.
•
Her ne kadar güneş koruyucular birçok çocukta
güvenli olduğu söylense de, ilk savunma hattı olarak
kullanılmamalıdır. Aslında, uzmanlar güneş
koruyuculara fazla güvenerek diğer koruyucu
yöntemlerin kullanılmamasından çocuklarda melanom
riskinin artmasından korkmaktadırlar. Tüm çocuklar ilk
savuma hattı olarak giysiler güneş gözlükleri ve
şapkalarla güneş yanıklarına karşı korunmalıdır.
•
Güneş ışığının en şiddetli olduğu dönemlerde
güneşten uzak tutulmalıdır. Güneş koruyucular 6
aylıktan küçük çocuklarda doktora danışmadan
kullanılmamalıdır.
•
Daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde (daha koyu
ciltli olsalar da) SPF 15 ve daha üstü kullanılabilir.
Bazı uzmanlar yüzde SPF30 diğer bölgelerde SPF 15
kullanılması gerektiğini söylemektedir.
•
Bronzlaşmak yerine cildi kolayca yanan ve deri
kanseri riski yüksek olan yetişkinler en az SPF 30
kullanmalıdır.
Uygulama zamanı ve miktarı
•
Yetişkinler çok kısa süre için dahi dışarı çıksalar da
günlük deri bakımlarına güneş koruyucuları da dahil
etmelidir.
•
Kulaklar ve ayaklarda dahil olmak üzere tüm güneş
gören bölgelere bolca sürülmelidir. Uzmanlar güneş
koruyucuların etkisini tam olarak göstermeleri için,
baş boyun ve her bir kol için her bölgeye yarımşar
çay kaşığı , gövdeye, sırta ve her bir bacağa birer çay
kaşığı kullanılmasını önermektedir.
•
En iyi sonucu almak için dışarı çıkmadan 30 dakika
önce uygulanması gereklidir. (Bu emilimi için gerekli
zamandır. Güneşte kalındığında her saatte bir
tekrarlanabilir.)
•
Egzersiz ve yüzme sonrası uygulama tekrarlanmalıdır..
(Yüzmüyor olsanız da waterproof veya suya dirençli
bir formül seçmeye çalışın. Waterproof formüller suda
40 dakika dayanır, buna karşın suya dirençli olanlar
bunun yarısı kadar dayanabilir.)
•
Böcek kovucular SPFnin etkisini üçte bir oranında
azaltır. İkisini de kullanacaksanız daha yüksek SPF
değeri olan güneş koruyucuları tercih edin.
Güneşten uzak durma, güneş koruyucu kremler veya herikisi
•
Düzenli olarak uygun bir şekilde güneş koruyucu kullanıldığında ve güneşten uzak kalmaya çalışıldığında deri
yaşlanması ve squamoz hücreli deri kanseri riski azalacaktır. Bununla birlikte, güneş koruyucuların kullanımı
Basal Hücreli ve Melanoma gibi bazı deri kanserlerinin görülme sıklığını azaltmayacaktır. Ancak bu konu pek
açık değildir.
•
Güneş koruyucuların kullanımı güneş ışığı eksikliği ile artan bazı hastalıkları arttırabilir.
•
Vitamin D Eksikliği. Vitamin D yiyeceklerde bulunur, ancak asıl olarak UVB ile deride üretilir. Vitamin D raşitizm
osteoporozis ve bazı kanserlerden korunmak için önemlidir. Koyu tenlilerde güneş koruyucuların kullanımına
bağlı eksiklik daha fazla olabilir
•
Güneş ışığı deri kanserlerini arttırsa da göğüs , prostat, over, ve kolon kanserlerini azaltır. Bu kanserlerden
korunma vitamin D üretimi ile ilişkilidir. (ancak bu arada Vitamin D nin dışardan kontrolsüz alımı toksik etki
yaratabilir.)
•
Birçok kişi kış aylarında azalan güneş ışığına bağlı depresyondan (SAD:seasonal affective disorder),
şikayetçidir.
Biraz güneş ışığı sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için önemli hatta gereklidir. Bazı uzmanlar güneşlenmek için düşük risk
saatlerinde 20-30 dakika güneşte kalmamızın faydalı olduğunu düşünüyorlar.
Cinsiyet
Genelde kadınların kırışıklar yönünden erkeklere oranla
daha büyük risk altında olduğuna inanılır. Gerçekte bazı
çalışmalar bunun aksini göstermektedir. Ancak birçok
çalışmada kırışıklık oranları her iki cinste yaklaşık olarak
eşittir. Ancak erkeklerde melanom dışı deri kanseri sıklığı
daha fazladır.
Sigara
Bir çalışmaya göre çok sigara içenlerde deri kırışıklıkları
içmeyenlere oranla beş kat daha fazla olmaktadır. Bu
kişilerde 40 yaşında sahip olduğu kırışıklıklar
içmeyenlerin 60 yaşında sahip oldukları seviyede
olacaktır. Çift yumurta ikizlerinde yapılan çalışmalarda
sigaranın deriyi incelttiği saptanmıştır. (bazı vakalarda
%40), daha ağır kırışıklıklar ve daha fazla beyaz saç
görülmüştür. Ve daha da kötüsü sigara içenlerde
squamoz hücreli karsinom dev bazal hücreli karsinom
görülme sıklığı artmıştır.