© WWW.CILTUZMANI.COM Copyright © 2007
[ciltuzmani.com]. All rights reserved
Uzmanından en tarafsız kaynak.
Milia
Yenidoğanların yaklaşık yarısında görülür. Sıklıkla yüz
ve kafa derisi üzerinde meydana gelen ve genellikle
ayrık küçük 1-2mm beyaz kabarıklıklardır. Sıklıkla
burun, çene, alın ve yanakları tutar ancak her yerde
oluşabilir, doğumda mevcut olabilir veya sonradan
ortaya çıkabilir. Genellikle tedaviye gerek kalmadan
birkaç hafta içinde düzelir, nadiren 2 ve 3.aylara da
sarktığı görülebilir Milia, kapalı kalmış keratinize
stratum corneum içeren inklüzyon kistleridir. Nadiren
epidermolizis bülloza ve oro-fasiyal-dijital sendromu
(tip 1) gibi diğer bozukluklar ile ilişkili olabilir. Benzer
lezyonlar bazı bebeklerde ağız içinde de görülebilir. Sert
damakta olduğunda, Epstein incileri olarak adlandırılır;
diş etinde gelişirse, alveoler kist veya Bohn nodülleri
ismini alır.
Miliaria
Miliaria ekrin ter bezi kanalının tıkanması ve yırtılması
sonucu ortaya çıkan bir grup döküntüdür. Genellikle,
sıcağa bağlı yüz, saçlı deri ve gövde üzerinde
görülmektedir. Yenidoğanlarda, iki biçimi vardır: Ter
bezi kanalı yüzeye yakın tıkanırsa saydam 1-2mm lik
veziküller (Miliaria kristallina), kanal daha derinde
tıkanırsa kırmızı kabarıklıklar ve veziküller (Miliaria
rubra) oluşur. Bebeğin aşırı sarmamak ve sıcak stresini
ortadan kaldırmak gereklidir. Veziküllerde bakteri
mantar ve virus bulunmaması ile miliaria tanısı
konulabilir. Bebeğin sıcak ortamdan uzaklaştırılması ılık
banyolar tedavi için yeterlidir.
Deskuamasyon (deride pullanma)
Normal bir durumdur. Doğumdan 2-3 gün sonra başlar
ve birkaç hafta sürer. Ancak çok şiddetli
deskuamasyon varsa, postmatürite (gecikmiş doğum),
intrauterin anoksi (oksijen yetmezliği) veya
iktiyozis (genetik cilt kuruluğu), gibi hastalıklar akla
gelmelidir.
Geçici Papülopüstüler Döküntüler
Toksik eritem ve geçici püstüler melanozis, bakteriyel,
mantar ve viral püstüllerle karışabilir. Kolayca
yırtılabilen yüzeysel irin içeriği olmayan püstüller ile
karakterizedir. Püstülden yapılan incelemede bakteri,
mantar veya virus bulunmaması ve eozinofil
hücrelerinin bulunması, enfeksiyonlardan ayırt
edilmesini sağlar. %40-70 sıklıkta görüldüğü
bildirilmektedir. Yaşamın 2-3 gününde, çoğunlukla term
bebeklerde (2500 gr dan büyük) yaşamın ilk ayında en
sık görülen püstüler döküntülerdir. Doğum sonrası cilt
temizlenmesine bağlı bir tepki olarak
değerlendirilmektedir. Sinek ısırığına benzer kızarık bir
alan ortasında 1-2mm beyaz-sarımsı kabarıklık veya
püstül şeklindedir. Sırtta ve gövdede sıktır, kol, bacak
ve yüzü de tutabilir. Birkaç gün içinde düzelir.
İnkontinensiya pigmenti, histiositozis ve Omenn
sendromu ve immün yetmezlikler gibi hastalıklardan
ayırt edilmesi gerekir. İnkontinensiya pigmentide
lezyonlar çizgi şeklinde veya girdap şeklindedir, biyopsi
gerekir. Geçici püstüler melanozis daha çok siyah ırkta
görülür ve geçtikten sonra koyu renkli lekeler bırakır.
Eritema toksikum neonatarum gibi püstül çevresi
kızarık değildir. Görülme sıklığı %1 dir.
Renk Değişiklikleri
Yeni doğan bebeğin cildi morumsu kırmızı renktedir. Kol
ve bacaklarda daha belirgindir. Bebeğin ağlaması ve ısı
kaybına bağlı üşümesiyle dudaklar, el ve ayaklarda
akrosiyanoz (uç bölgelerde morarma) olabilir ancak
ağlama bittiğinde ve bebek ısıtıldığında rengi normale
döner pembeleşir. Bebeklerde normal olarak
değerlendirilen bu akrosiyanoz, gerçek siyanozun
aksine hızlı bir şekilde düzelir. Yenidoğanda cilt
rengindeki geçici kırmızılık normaldir. Bebeğin yatış
pozisyonuna göre vücudun altta kalan kısım daha
kırmızı, üst kısmı daha açık renk görünür. Palyaço
giysisi anlamına gelen bu "Harlequin" renk değişikliği
prematür bebeklerde daha sık görülür. Düşük
sıcaklıklarda bebek cildi mermer gibi dalgalı görülebilir,
buna "Kutis marmorata" denir. Bebek ısıtıldığında
kaybolur. “Kutis Marmorata Telenjiektatika” ise farklı bir
durumdur ve bebek ısıtıldığında tablo düzelmez.
Genital bölge cildinde renk koyulaşması asya kökenli
bebeklerde daha sık görülür. Genital bölge ile birlikte
meme başı çevresinde de koyulaşma varsa doğumsal
böbrek üstübezi problemi olup olmadığı
değerlendirilmelidir. Bronz bebek sendromunda,
sarılık için ışık tedavisi gören bebeklerde ışık
tedavisinden 1-7 gün sonra ciltte, kan ve idrarda gri-
kahverengi renk değişikliği görülür. Işık tedavisi
bittikten sonra birkaç hafta içinde kendiliğinden
düzelir. Karbon bebek sendromu nadir bir renk
değişikliği durumudur giderek artan bir koyulaşma
vardır ve tüm vücudu kaplar.
Emme Bülleri
Anne karnında parmak emme sonucu parmakların ve
bileğin dış kısmı ve dudaklarda su toplaması ve
erozyon olur, hızla iz bırakmadan iyileşirler. 240 canlı
doğumda bir görülür. Keskin sınırlı morluklar gibi
görünebilir veya veziküler (minik su toplamaları)
olabilir. İki taraflı veya tek taraflı olabilir. Nadiren,
önkolda gövdeye daha yakın olabilir. Bebeğin sağlıklı
görünümü ve diğer bölgelerde lezyon olmaması
nedeni ile benzer lezyonlar ile seyreden patolojik
bozukluklar ayırt edilebilir.
Yenidoğan Aknesi
Yenidoğanlarda
%20 sıklıkta
görülür. Anneden
geçen
hormonların
etkisi, akne
benzeri papül ve
püstüllere neden
olabilir.Yenidoğan
akne doğumda
mevcut olabilir veya yaşamın ilk 4 haftası içinde
gelişebilir. Yenidoğan döneminin püstüler
bozukluğunun bir formu olduğu ve gerçek bir akne
olmadığı şeklinde tartışmalar vardır. Mantarlarının
neden olduğu"Sefalik Püstüloz" ayırıcı tanısı
yapılmalıdır. Öncelikle yanakları üzerinde püstül
oluşur, ama aynı zamanda yüz ve saçlı derinin diğer
bölgelerini de içine alır. İnfantil aknenin ( 2 ay sonra
gelişen) ve ergenlik aknesinin aksine, yenidoğan
formunda komedom görülmez. Yenidoğan aknesini
ter bezi hastalığı olan "miliaria rubra"dan ayırt
etmek zor olabilir. Yenidoğan aknesi kendiliğinden
sıklıkla 4 ay içinde ve iz bırakmadan düzelir. Spontan
gerileme olmazsa androjen yüksekliği araştırılmalıdır.
Adapalen veya salisilik asitli kremlerle hafif soyucu
tedaviler akne neonatorum tedavisi için kullanılabilir
Sefalohematom ve Kaput Süksadeneum
Uzun süren doğumlarda, travmaya bağlıdır. Anormal
pozisyon ve doğum sırasında kullanılan cihazların
travması sonucu oluşan kemik dokusualtında kan
toplanmasına bağlıdır. İlk saatlerinde deri altında
sınırlı şişlikler şeklinde görülürler. Sefalohematomlar
orta hattı geçmezler tek kafatası kemiği ile sınırlıdır.
Bazen kafatası kemik kırıkları üzerinde görülebilir.
Kaput süksadeneum ise doğumdaki sıkışmaya bağlı
gelişen venöz konjesyon ve lokalize ödemdir.
Genellikle kendiliğinden gerilerler.
Renk Değişiklikleri
Yeni doğan bebeğin cildi morumsu kırmızı
renktedir. Kol ve bacaklarda daha belirgindir.
Bebeğin ağlaması ve ısı kaybına bağlı
üşümesiyle dudaklar, el ve ayaklarda
akrosiyanoz (uç bölgelerde morarma) olabilir
ancak ağlama bittiğinde ve bebek ısıtıldığında
rengi normale döner pembeleşir. Bebeklerde
normal olarak değerlendirilen bu akrosiyanoz,
gerçek siyanozun aksine hızlı bir şekilde düzelir.
Yenidoğanda cilt rengindeki geçici kırmızılık
normaldir. Bebeğin yatış pozisyonuna göre
vücudun altta kalan kısım daha kırmızı, üst
kısmı daha açık renk görünür. Palyaço giysisi
anlamına gelen bu "Harlequin" renk değişikliği
prematür bebeklerde daha sık görülür. Düşük
sıcaklıklarda bebek cildi mermer gibi dalgalı
görülebilir, buna "Kutis marmorata" denir.
Bebek ısıtıldığında kaybolur. “Kutis Marmorata
Telenjiektatika” ise farklı bir durumdur ve bebek
ısıtıldığında tablo düzelmez. Genital bölge
cildinde renk koyulaşması asya kökenli
bebeklerde daha sık görülür. Genital bölge ile
birlikte meme başı çevresinde de koyulaşma
varsa doğumsal böbrek üstü bezi problemi olup
olmadığı değerlendirilmelidir. Bronz bebek
sendromunda, sarılık için ışık tedavisi gören
bebeklerde ışık tedavisinden 1-7 gün sonra
ciltte, kan ve idrarda gri-kahverengi renk
değişikliği görülür. Işık tedavisi bittikten sonra
birkaç hafta içinde kendiliğinden düzelir.
Karbon bebek sendromu nadir bir renk
değişikliği durumudur giderek artan bir
koyulaşma vardır ve tüm vücudu kaplar.
Doğum lekeleri
Doğum sonrası ciltte bir renk değişikliğinin
olduğu alanlar doğum lekeleri olarak adlandırılır.
Ancak, bazıları, doğumdan birkaç hafta sonra
gelişebilir. bebeği eve götürdükten kısa bir süre
sonra çocuğunuzun doğum lekesi gelişebilir.
Lekelerin çoğunluğu bir alarm nedeni olmasa da,
yine de altta yatan bir durumun işareti
olmadığından emin olmak için doktorunuza
danışmalısınız. Daha yaygın bazı lekelerin her
birini diğerinden ayırmak için deneyim gereklidir.
Moğol lekesi veya Slate Gray Nevus
Mavi-gri lekeler, genellikle "Moğol lekesi" olarak
isimlendirilir. Genellikle doğumda bebeklerin
sırtın alt kısmı veya kalçada bulunan büyük düz
lezyonlardır. Bunlar bazen bebeklerin bacak
veya omuz üzerinde de bulunabilir, ancak bu
daha nadirdir. Moğol lekesi, cildin daha derin
bir katmanında bulunan pigment (boya
maddesi) üreten melanosit denen hücrelerin
birikiminden kaynaklanır ve doğum lekesinin en
yaygın türüdür. Bu sık görülen iyi huylu deri
pigmentasyonu Polinezya, Asya ve Akdeniz
bebeklerde çok yaygındır ancak Avrupalılarda
çok daha az sıklıkta görülmektedir. Kalça
bölgesinde en sık olmasına rağmen, benzer
lezyonlar gövde, kol ve bacakların üzerinde ve
birden fazla bölgede olabilir. Bu tür lezyonlar
çocuk istismarına bağlı morluklar ile karışabilir.
Lekeler yavaş yavaş yaşamın ilk birkaç yıl
boyunca solmaya başlar.
Cafe Au Lait Lekeleri (Sütlü kahve
lekeleri)
Café au lait Lekeleri cildin geri kalanından
daha koyu renkli (hiperpigmente) keskin
sınırlı, düz yüzeylidir. Rengi açık veya koyu
olabilir ancak, bu isim karakteristik olarak
homojen yapıda ve "sütlü kahve" renginde
olduğunu belirtir. Doğumda mevcut olabilir,
ancak Café Au Lait Lekeleri genellikle ilk
olarak erken çocukluk döneminde görülür. Tek
veya birden çok olabilir ve kişi yaşlandıkça
boyutu artar. Sütlü kahve lekeleri,
nörofibromatozis gibi daha geniş çaplı bir
hastalığın belirtisi olabilir. Nörofibromatozisde
aynı zamanda koltuk altı ve kasık bölgesinde
çillenme ve Nörofibroma denen sinirlere
baskı yapabilen tümörler olabilir. Tek Sütlü
kahve lekesi toplumun % 10-20 sinde
mevcuttur. Lezyonlar koyu tenli kişilerde
daha sık görülür ve bu kişiler beyaz tenlilerle
karşılaştırıldığında, koyu bir "espresso"
pigmentasyonu vardır.
Konjenital Melanositik Nevüs
(Doğumsal Ben)
Doğumda ya da kısa bir süre sonra görülen bir
bendir. Konjenital melanositik nevüs, deride ve
bazen derin dokularda renk (pigment)
hücrelerden oluşan bir kümenin neden olduğu
doğum lekesinin ortak bir türüdür. Tüm
Konjenital melanositik nevüsü olan çocukların
% 2-5 inde melanom denen bir cilt kanserine
(malign) , dönüşme riski vardır. Bu risk, dev
(20cm den daha büyük) konjenital melanositik
nevüsü olan çocuklarda daha yüksektir. Baş
veya omurga üzerinde büyük benler nadiren
sinir sistemi sorunları ilişkili olabilir.
Hemanjiyomlar
Hemanjiyomlar endotel
hücreleri olarak bilinen
damar duvarları
hücrelerinin aşırı hızlı
büyümesinin sonucu
gelişen zararsız
oluşumlardır.
Doğumdan kısa bir
süre sonra ortaya çıkar
ve yaşamın ilk yılı
boyunca hızla büyür.
Genellikle birkaç yıl içinde kendiliğinden kaybolur.
Hemanjiyomlar bulundukları yere bağlı olarak, çok
farklı renklerde olabilir. Yüzeysel hemanjiyomlar
(aynı zamanda kırmızı rengi nedeniyle çilek
hemanjiyomlar olarak da bilinir) cildin üst
tabakasında bulunmaktadır. Cildin daha derin
tabakasında olduğunda derin (kavernöz)
hemanjiomlar denir. Bunlar mavi veya renksiz
olabilir. Hemanjiomların çoğu, derinin daha altına
inmez. Çok sayıda hemanjiomu olan çocuklarda
karaciğer, akciğer veya diğer iç organları da
tutulmuş olabilir. Bunlar daha ciddidir ve genellikle
çocuk doktoru tarafından, daha yakından takip
edilmektedir.
Port-Wine Stains
Port-wine yani şarap lekesi kılcal damar adı
verilen küçük kan damarlarının bir bozukluğuna
bağlı oluşan bir doğum lekesi türüdür. Açık
pembe ile koyu kırmızı rengi arası değişmektedir.
Port-wine lekeleri , somon yamaları gibi düz,
pembe veya kırmızı lekeler olarak başlar; ancak
bu lekeler salmon patch gibi yaşamın ilk yılında
solmaz bebek ile birlikte büyür ve koyulaşırlar.
Cerrahi olarak veya lazerlerle başarılı bir şekilde
tedavi edilmektedir. Port-wine lekeleri bazen
beyin ve gelişimini içeren diğer sendromlar ile
ilişkili olabilir. Klippel- Trenaunay sendromunda
toplardamar bozuklukları, port-wine lekeleri ve
yumuşak dokuların aşırı büyümesi görülür.
Ayrıca Klippel-Trenaunay sendromu olan kişilerde
daha uzun bir kol veya bir bacak bulunabilir.
Sendrom en sık bebeklik veya erken çocukluk
döneminde teşhis edilir.
Salmon Patch
Somon patch bebeklerde görülen doğum
lekelerinin çok yaygın bir grubuna verilen addır.
Doğum lekelerine kılcal damarlar denilen küçük
kan damarlarındaki genişlemeler (dilatasyon)
neden olur. Bir somon patch yüzde oluştuğunda,
genellikle buna “melek öpücüğü” denir. Eğer
boynun arkasında meydana gelirse, “leylek
ısırığı” olarak bilinir. 10 bebekten en az 7 tanesi
bir veya daha fazla somon patch ile
doğmaktadır. Melek öpücükleri 1-2 yaş civarında
kaybolur (ancak bazı ebeveynler çocuk
ağladığında melek öpücüğü geçici olarak
koyulaştığı ve tekrar görünür hale geldiğini
bildirmişlerdir.) Leylek ısırıkları ise hiç kaybolma
eğiliminde değildir. Ancak genellikle başın
arkasındaki saç ile kapanır. Somon patch, şarap
lekeleri (port-wine) olarak bilinen lekelerden çok
farklıdır, somon yamaları daha fazla büyümez
veya koyulaşmaz. Beyin veya gelişimini içeren
herhangi sendrom ile ilişkili de değildir. Somon
patch lerin kanserle ilişkisi yoktur. Ancak somon
patch ve şarap lekeleri arasındaki farkı
anlatmak bazen zor olabilir. Geçmişte, port
şarabı lekeleri ve somon yamalarının aynı tür
doğum lekesinin farklı varyasyonları olarak
kabul edilmişti, ama artık port-wine lekelerinin
kılcar damar bozukluklarına bağlı ve kalıcı iken
somon patchler genellikle kılcal geçici
genişlemeler sonucu oluştuğu ve geçici olduğu
saptanmıştır.
Pişik (Çocuk Bezi Dermatiti)
Bir bebeğin hassas cildinin, idrar ve dışkıya maruz
kalması bebek bezinin sürtünmesi, dar olması ya da
çok uzun süre bağlı bırakılması ile birleştiğinde
zaman pişik (irritan diaper dermatit) oluşur. İshalli
bir hastalık geçirmek durumunu daha da
kötüleştirebilir. Katı gıda alımının başlaması sonucu
dışkıdaki değişiklikler, bir tür irritan kontakt
dermatite yol açabilir. Atopik bebeklerde alerjik deri
belirtileri genellikle 3. aydan sonra görülür. Pişiğin
kesin etiyolojisi çok açık değilse de, bez
ortamındaki idrar, gaita ve nemin tahrişine bağlı
olduğu düşünülür. Birçok bebekte Candida albicans
denen mantar enfeksiyonu tabloya eklenebilir.
Genellikle Candida enfeksiyonunda pişik bölgesinde
kızarıklık vardır çevresindeki diğer lezyonlar ile
birleşebilir. Tedavide öncelikle,mantara karşı etkili
harici bir ilaç kullanımını gerekir. Ağızdan nistatin,
topikal tedaviye eklenebilir. Ancak bunun tedaviye
hızlandırıcı bir etkisi genellikle olmaz. Bazen, ağır
vakalarda, hafif harici bir steroid ilaç gerekebilir.
Ayırıcı tanıda dikkat edilmesi gereken hastalıklar;
sedef, kontak veya irritan dermatit, ve çinko
eksikliği bulunmaktadır.
Seboreik dermatit
Bebeklerde seboreik dermatit yağ bezleri açısından
zengin deri bölgelerinde (örneğin, yüz, saçlı deri,
üst gövde) yaygın bir bulaşıcı olmayan bir
durumdur. Seboreik dermatit cilt hücrelerinin aşırı
üretimi (dökülmeye yol açar) ve bazen inflamasyon
(kızarıklık ve kaşıntı ) ile belirti verir. Kafa derisinin
üzerinde hafif kepekten , pullu, kızarıklıklara kadar
değişik şiddetlerde olabilir. Yağlı cilt bölgelerinde
yaşayan normal deri mantarı “Pityrosporum
ovale”nin bu hastalıkta bir rol oynadığı
düşünülmektedir. Seboreik dermatit özellikle saçlı
deri ve kıvrım bölgelerini etkiler. Yaşamın ilk 4
haftası en sık olduğu dönemdir, 6 aydan sonra
azalır ancak 1 yaşına kadar çocuklarda görülebilir.
Kafa derisinin tutulumu sık "konak" olarak
adlandırılan, kafa derisi üzerinde yağlı, sarı
pullanmalar ortaya çıkar. Diğer sık etkilenen alanlar
alın , kaş , burun kenarları, ve kulakların dış
kısımlarıdır. Bez bölgesi gibi cilt katlantıları
tutulduğunda ayrıca Candida enfeksiyonu ve
maserasyona da neden olabilir. Tedavide hafif bir
ağaç katranı şampuanı, yulaf banyosu verilir Sabun
kullanımı önerilmez. Bazen hafif bir harici steroid
gerekebilir. Atopik dermatitten ayrıcı tanısı
gereklidir. (Atopik dermatitde kaşıntı daha sıktır ve
genellikle ilk 3 aydan sonra görülür)
Yenidoğan Cilt
Hastalıkları
Doğum sonrası yaşamın ilk dört haftası "yenidoğan
dönemi" olarak adlandırılır. Bu dönemde deri
problemleri sık görülür. Çoğunluğu benign ve geçici
durumlardır. Ancak nadiren ciddi enfeksiyonlar, genetik
hastalık ve tümörler de görülebilir.
Dermatoloji &
Estetik
Dermatoloji